Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

3 Temmuz 2009, Cuma 18:57

Evde kanser tedavisi ve tıbbi hatalar

Kanser hastalarının evde tedavisi son yıllarda giderek yaygınlığı artan bir yaklaşım… Bunun iki haklı nedeni var. İlki kanser hastalarının zaten zamanlarının büyük kısmını hastanede geçiriyor olmaları. Bu grup hastaların tedavilerinin evde sürdürülmesi, hastaların doğal çevreleri ve sevdikleriyle birlikte vakit geçirmelerine izin verdiğinden, ciddi anlamda yaşam kalitesinde bir artış yaratmaktadır. İkinci neden ise ekonomiktir. Özellikle batı ülkelerinde yatak ücretleri; hastalar, sosyal güvenlik kurumları ve özel sigortalar için ciddi bir yüktür. Ülkemiz bakış açısıyla değerlendirildiğinde ise özellikle kanser hastalarının tedavisini sağlayacak yeterli merkez, eleman, hekim ve yatak olmadığından evde tedavi planlaması çoğu kez kaçınılmaz olabilmektedir.
Son zamanlarda yapılan çalışmalar, aslında evde hasta izleme işinin ciddi bir uzmanlık işi olduğunu ve ek olarak aile bireylerinin katılım ve eğitimini gerektirdiğini ortaya koymaktadır.
Ünlü kanser dergisi “Journal of Clinical Oncology”nin Aralık 2008 sayısında yayımlanan bir makale, evde izlenen yetişkin kanser hastalarında tıbbi hata oranının % 7, çocuk hastalarda ise % 19 olduğunu göstermiştir.
Sözü edilen hataların büyük çoğunluğu ilaç kullanımı ile ilişkili hatalardır. Yazıda toplam 1379 ev ziyareti yapıldığına, hastaların büyük bölümünün meme, akciğer ve kolon kanserli olduğuna, çocukluk yaş grubunda ise lösemi, lenfoma gibi hastalıkların ilk sırada yer aldığına işaret edilmektedir. Yetişkin hasta grubunda evde kullanılmak üzere verilen reçetelerin % 61.5’i klinik koşullarında yazılmaktadır. Bu derece ağır hastalarda elde edilen yetişkin hasta hata oranının kabul edilebilir olduğu söylenebilir.
Bilgisayar kullanımı, elektronik reçeteleme yaygınlaştıkça bu hataların azalması beklenmektedir. Çünkü elektronik reçeteleme bir anlamda hekimi, eczacı ve hastayı hata yapmamaları konusunda denetlemekte ve uyarmaktadır. Neyse ki, ülkemizde de tıp alanında bilgisayar kullanımının hızla yayıldığı görülmektedir.
Genel olarak bakarsak, evdeki tıbbi hataların en önemli nedeni, iletişim eksikliği ve yanlış bilgilendirmedir. Kimi durumlarda, hasta yakınları da hekimi zorlayarak bu iletişimsizliğe neredeyse çanak tutmaktadır. Biz hekimlerin telefon kullanarak yaptığı yönlendirmeler çoğu kez istenmeyen durumlar yaratmaktadır. Bu nedenle hiçbir hekim telefon ile hastaya tedavi önermek istemez. Ancak, birçok hasta ve hasta yakını “kolay” olması nedeniyle bu yolu yeğlemektedir. Elektronik posta, yazılı bir belge oluşturduğundan kanımca iletişim için daha tercih edilebilir bir yoldur.
Ülkemizdeki sorunlardan devam edersek, hekime ulaşmanın zorluğundan bezen insanlar bir eczacı veya kalfasının önerisiyle hekime sormadan kolayca ilaç kullanmaktadırlar. Bu durum hastane veya poliklinik dışındaki tıbbi hataların -aslında buna hata dememek lazım, bu bir suçtur- önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
Hekimler arasındaki iletişimsizlikler, standart kayıtların tutulmuyor olması, hekimlerin genellikle ekipler ile değil tek başlarına çalışıyor olmaları, ulaşılabilir olmamaları da hastane dışı tıbbi hataların ülkemizdeki önemli nedenleri arasında sayılmalıdır.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki öğretim üyeliğim günlerinde, öğrencilerimle bir anket yapmıştık. Bu ankette çeşitli hastanelerin polikliniklerinde muayene olan hastalara muayene sonunda sağlık personelinin hastalıkları ve bunların tedavisi için düzenlenen tedavileri konusunda ne kadar bilgilendirildiklerini sormuştuk. Sonuçlar inanılmaz bir düş kırıklığı idi. Elbette bu eksiklik sadece hekimlere fatura edilemez. Hep yazıp söylediğim gibi, hekimlere insani çalışma koşulları yaratmadan tıbbi hataları azaltmamız pek mümkün görünmüyor.
İnancım, evde hasta bakımı pratiğinin ülkemiz açısından önemli olduğu, bu yolla zaten yetersiz hastane yataklarının daha akılcı kullanımına olanak sağlayacağıdır. Ancak bu tür organizasyonların çok iyi planlanması ve iyi kontrol edilmeleri şarttır.

SİZ DE YORUM YAPIN