Klinik araştırmaların geleceği, ev-merkezli “doğrudan hasta araştırmaları”nda mı?
Geçtiğimiz aylarda Wall Street Journal’da (WSJ) yer verilen bir habere göre Pfizer, hastaların bir kliniği ziyaret etmek yerine, evlerinden çevrimiçi çözümler ile katılabilecekleri bir ilaç geliştirme çalışması gerçekleştiriyor. FDA tarafından da onaylanan çalışma ile şirket elde edeceği verileri daha önce aynı ilaç ile gerçekleştirilen geleneksel çalışmadan elde edilen verilerle karşılaştırmayı amaçlıyor.
Söz konusu çalışmanın bir ilacın geliştirilmesi için ev-merkezli ve tamamen elektronik ortamda gerçekleştirilmek üzere FDA onayı alan ilk çalışma olduğuna inanılıyor. WSJ’a göre bir ilacın pazara sunulabilmesinin maliyetinin 1 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor ve düzinelerce araştırma noktası üzerinden katılımcılara ulaşmaya çalışma bu miktara katkıda bulunan en büyük etkenlerden birini teşkil ediyor. Hastalara internet üzerinden ulaşılması ve katılımcılardan verilerin mobil uygulamalar ve internet siteleri üzerinden toplanması fiziksel mekânlara olan bağımlılığı ortadan kaldırarak ciddi tasarruflar elde edilmesini sağlayabilir görülüyor. Ayrıca, tüm çalışma tek bir merkezde toplanan bir grup araştırmacı tarafından izlenebildiği için yöntem, geleneksel yöntemlere oranla, çalışmaların çok daha küçük araştırma grupları ile gerçekleştirilebilmesine de olanak sağlıyor.
Başarılı olması durumunda mevcut klinik deneme yapısını tamamlamak amacıyla, özellikle de henüz pazara sunulmamış deneysel ilaçlar için, kullanılabilecek uzak klinik çalışmaların bugününü ve geleceğini, Quintiles Türkiye Ülke Müdürü ve Klinik Operasyonlar Başkanı Dr. Şebnem Yıldırımoğlu ile sizler için tartıştık.
Uzaktan yapılan klinik araştırmaları gerçek anlamda zaman ve para tasarrufu sağlayarak ürünlerin pazara erişim maliyetini düşürebilir mi, yoksa yeni gereklilikler içeren bu yöntem ortaya çıkan yeni giderlerden dolayı maliyetleri mi artırır?
Günümüzde, Quintiles 2,5 milyonu aşkın üyeden oluşan ve internet üzerinden ulaşılan hasta topluluğu sayesinde, daha iyi araştırma tasarımı, araştırmalar için daha hızlı biçimde hasta temin etme ve mevcut hastaların çalışmada kalmasını kolaylaştırmak yoluyla klinik araştırmaların etkinliğini artırmak için aktif olarak hastalarla yakın ilişki kurmaktadır. Klinik araştırma tasarımında ve operasyonlarda hastalarla ilişki kurabilme imkânı, çalışma takvimini hızlandırabilir, verimliliği artırıra ve üzerinde çalışılan ürünün piyasaya sunma maliyetini düşürebilir.
Buna ek olarak, Quintiles uzaktan gözlemsel çalışmalar yapmak için topluluğumuzda bulunan hastalarla doğrudan çalışmalar da yapmaktadır. Bu çalışmalarda, doktorun bulunduğu sağlık kurumu devre dışı bırakılarak, hastalar çalışmaya doğrudan dâhil edilir. Doğrudan hasta araştırmalarında sadece hastaların bildirdiği sonuç verileri (patient reported outcomes, PRO) değil, aynı zamanda tıbbi kayıtlar ve laboratuar verileri de toplanır. Bu yöntemle veriler, klasik yöntemdeki hastalık kayıt defterlerine (olgu rapor formu) çok benzeyen yöntemlerle toplanmaktadır, ancak doğrudan hasta yönteminde veriler çok daha hızlı ve çok daha düşük maliyetle temin edilmektedir ve dolayısıyla tamamlanmaktadır.
Quintiles hali hazırda “doğrudan hasta araştırmaları” yöntemini kullanarak ABD’de ve İngiltere’de kavram kanıtlama gözlemsel çalışmaları yapmakta ve bu çalışmanın yöntemlerini ve elde edilen sonuçları DIA1 ve ISPOR2 gibi uluslararası platformlarda aktif olarak sunmaktadır. Stratejimiz söz konusu “doğrudan hasta araştırmaları” yönteminin yararlılığını kanıtlamaktır. Bu yöntemi, önce gözlemsel araştırmada, daha sonra girişimsel ileri aşama araştırmalarda ve son olarak da Faz III çalışmalarda kullanmaktır.
“Doğrudan hasta araştırmaları” yönteminin sonuçta klinik araştırmalarda geleneksel olarak uygulanan yaklaşımın yerini başarılı bir şekilde alıp alamayacağı belli değildir. Ancak, geleneksel olarak doktorun bulunduğu sağlık kurumunda yapılan Faz III klinik çalışmaların tasarımında ve araştırmasında hastalara doğrudan yaklaşmanın zaman ve maliyet tasarrufu sağlayacağı kesindir.
Ev tabanlı araştırmaların ve sadece elektronik medya ile toplanan verilerin geleneksel klinik araştırmalar kadar güvenilir sonuçlar vereceğini düşünüyor musunuz?
Tüm hastalıkları içeren 200’ü aşkın çalışmamızla yaptığımız bir değerlendirmeye göre hastaların klinik araştırmaya katılımının önündeki en büyük engellerden biri araştırma için zaman ayrılmasıdır. Bu, özellikle çalışan ve çalıştığı saat üzerinden ücret alan kişiler için geçerlidir. Bu kişiler işten ayrı kaldıkları her saatten dolayı saat ücret kaybı yaşamaktadır. Quintiles bu önemli geri bildirimi dikkate alarak araştırmacının bulunduğu merkezlerin hastaların yaptığı ziyaretleri hızlıca tamamlamalarını teşvik etmek ve mesai saatleri dışında veya hafta sonları açık merkezlerle çalışmak suretiyle hali hazırda yapılan araştırmaların hasta üzerindeki yükünü hafifletmek için yollar aramaktadır.
Hastaların bildirdiği sonuç verilerinin (PRO) ofis ziyaret saatleri dışında toplanması da hastanın araştırmacının bulunduğu merkezde geçireceği süreyi kısaltan ve sıklıkla kullanılan bir taktiktir. PRO verileri elektronik formda güvenilir olduğu kanıtlanmış gereçlerle toplandığı ve CFR Part 11’e3 uyumlu araçlarla saklandığı için, veri kalitesinin düşük olma riski minimumdur.
Onaylı ve güvenli gereçler kullanarak ePRO raporlaması doğrudan hasta gözlem çalışmalarının ve uzaktan yapılan klinik araştırmaların önemli bir parçası olmakla beraber, operasyonun başarılı olması için hastanın kayıt öncesi durumunun da teyit edilmesi gereklidir. Basitçe ifade etmek gerekirse, “hastaların sahip olduğunu ifade ettiği şeye gerçekten sahip olduğunu nasıl biliyorsunuz?” sorusu bize sıklıkla sorulmaktadır. Tecrübelerimize göre, bir dizi anket tasarımı ve tıbbi kayıt incelemesi/laboratuvar testleri bir arada kullanılarak verilerin doğruluğu teyit edilebilir.
Bu şekilde yapılacak bir çalışmada, katılımcıların teknolojiye yatkın olması gerekir. Göreceli olarak eğitim seviyesi ve sosyo-ekonomik düzeyi yüksek dar bir grup içinden seçim yapılması adayların eşit dağılımını olumsuz etkileyebilir mi?
ABD’de yapılan yakın tarihli bir çalışmaya göre, yetişkinlerin yaklaşık yüzde 60’ı sağlık bilgilerini internet üzerinden almaya çalışmaktadır (hastaların yüzde 75’inin internet erişimi vardır, bunların yüzde 80’i de sağlık bilgisini internet üzerinde aramaktadır). İngiltere ve Fransa gibi diğer Batı Avrupa ülkelerinden alınan veriler de benzer oranda kişinin internet üzerinden sağlık bilgisi aldığını göstermektedir. Nüfus yaşlandıkça ve teknoloji geliştikçe (örneğin akıllı telefonlar, ipad’ler), internet kullanan kişilerin oranı artmaya devam edecektir.
Ülkemizde internet kullanılıcığı oranı çok daha düşüktür. Türkiye Quintiles olarak tamamen doğrudan hasta yöntemiyle yaptığımız çalışma olmamakla birlikte, yürüttüğümüz Faz III çalışmaların bazılarında hastanın bildirdiği sonuç verilerini (PRO) kullanıyoruz. ePRO cihazı cep telefonuna benzeyen, çok basit dizayn edilmiş, sadece çalışma için tasarlanmış, çoğunlukla çoktan seçmeli yanıtı olan basit sorular içeren ve Türkçe hazırlanmış bir araçtır. Hastalarımız, hangi sosyal sınıftan veya eğitim-kültür düzeyinden olurlarsa olsunlar, sağlık kurumlarında aldıkları eğitimin sonucunda genellikle bu cihazları kolaylıkla kullanabilmektedir. Yine ülkemizde aile bağlarının güçlü olması, her hastanın yanında genç kuşaktan bir refakatçisinin olması sayesinde, yaşlı ve okur-yazarlığı sınırlı hastalarımız bile cihazları kullanmayı rahatça öğrenebilmekte