Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

7 Haziran 2011, Salı 17:27

Sağlık hizmetleri miktarının artması

Değerli Farmaskop okuyucuları; son günlerde sağlık politikalarıyla ilgili tartışmaların odak noktası, bu konuyla ilgilenen herkesin çok yakından izlediği üzere, özellikle hekimlerin çalışma şekli ile ilgili konular oldu. Performansa dayalı ödeme, tam gün düzenlemeleri ve ödeme yöntemleriyle ilişkili olarak hekimler tarafından yapıldığı iddia edilen gereksiz tıbbi müdahaleler Nisan ayının en tartışılan konuları arasında yer aldı. Bu sayıda, bu tartışma konuları içinde sık sık gündeme gelen ve zaman zaman da tartışma zeminini doğru olmayan yönlere çeken 2003 sonrasında sunulan sağlık hizmetlerinin miktar olarak artması ile ilgili konuları ele almak istiyorum.

Tartışmanın odak noktası performansa göre ödeme olduğunda bazı taraflarca sıklıkla dile getirilen bir konu, ödeme yönteminin doğal sonucu olarak gereksiz işlemlerin arttığı, bu nedenle 2003 öncesine kıyasla sunulan tüm sağlık hizmetlerinde çok önemli artışlar olduğu, bunun sonucunda da sağlık harcamalarının gereksiz arttığı ve kaynakların kötü kullanıldığı konusu olarak karşımıza çıkmakta. Bu tartışmayı ortaya koyanlarsa genel olarak tartışmalarını yılda 2.5 iken 7’ye çıkan kişi başına hekim muayenesi sayısı, artan ilaç harcamaları, ameliyat sayıları gibi mutlak rakamlar üzerinden yapmayı tercih etmekte. Bu yaklaşımsa doğru bir yaklaşım olmayıp sağlık hizmetleriyle ilgili birlikte ele alınması gereken birçok konuyu göz ardı etmekte.

Öncelikle, performansa dayalı ödemenin, daha doğrusu hekimin verdiği hizmet sayısıyla elde ettiği gelir arasında bağlantı kurmanın gereksiz işlemleri artırdığı konusunda yapılmış çok sayıda araştırma olduğunu belirtmekte yarar var. Bir başka ifade ile, boyutunu bilmemekle birlikte, artan başvuru ve işlem sayılarında performansa dayalı ödeme yönteminin etkisinin olması muhtemel. Bu köşede daha önceki sayılarda birçok kere ele aldığımız sağlık ekonomisinin genel ilkeleri çerçevesinde de bu etkiyi yadsımak mümkün değil. Ancak bu artıştan sağlık politikalarında meydana gelen köklü değişimleri göz ardı ederek sadece performans sistemini sorumlu tutmak da doğru değil.

Sağlık ihtiyacı ve karşılanmamış sağlık ihtiyaçlarının toplumsal ve ekonomik sonuçları herkes tarafından bilinmekte. Bir sağlık sisteminin en temel ilkelerinden birisi de toplumda karşılanmayan ihtiyaçları mümkün olan ekonomik ve teknolojik imkânlar çerçevesinde karşılamak olarak kabul edilmekte. Bu çerçeveden bakıldığında daha önce sosyal, ekonomik ve diğer nedenlerle sağlık hizmetine ihtiyacı olduğu halde erişim problemleri nedeniyle sağlık hizmetine ulaşamayan bireylerin önündeki engelleri ortadan kaldırmak her sağlık sisteminin temel amacı olmalı. Bugün hemen herkesin kabul ettiği üzere, 2003 öncesi politikalarla sonrası politikalar arasındaki önemli farklılaşma noktalarından biri, nüfusun daha önce çeşitli nedenlerle sağlık hizmetine erişimde problemleri olan kesimleri önündeki engelleri ortadan kaldırmak yönünde atılan adımlar oldu. Toplumun en yoksul kesimini oluşturan Yeşil Kart sahiplerinin erişim alanlarının genişletilmesi bu çerçevede geliştirilen birçok politikadan sadece birisi. Ancak özellikle Yeşil Kart sahibi nüfusun sosyoekonomik statüsü nedeniyle aynı zamanda sağlık statüsü açısından da en dezavantajlı kesim olduğu düşünüldüğünde sadece bu grup için erişimin kolaylaşmasının bile artan sağlık hizmetleri sayısını önemli ölçüde açıkladığı söylenebilir. Devletin, toplumda bazı nüfus gruplarına hem nitelik hem de nicelik açısından daha az hizmet vermesi etik olarak kabul edilemeyeceğine göre Yeşil Kart örneği ve bunun benzeri diğer sağlık politikası değişikliklerinin pozitif değişiklikler olduğu konusunda kimsenin itirazı olacağını sanmıyorum. Bu nedenle performansa dayalı ödeme yöntemi benimsenmiş olmasa bile sadece sağlık hizmetlerinin sunumunda ve finansmanında yapılan değişiklikler ve toplumun sağlık hizmetlerine erişimi önündeki engellerin kaldırılması nedeniyle de sağlık sektöründe sayısal anlamda meydana gelen değişiklikler ortaya çıkacaktı. Dolayısıyla bu tartışmada toplumun sağlık ihtiyaçlarının ne ölçüde karşılandığı konusunun da mutlaka ele alınması gerekli.

Ancak, performansa dayalı ödeme yönteminin gereksiz tıbbi müdahaleleri ne kadar artırdığı konusu da hem halk sağlığı hem de ekonomik etkileri açısından öncelikle ele alınması gereken konulardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu alan, özellikle tıbbi özerklik kavramı nedeniyle incelenmesi en zor alanlardan da biri. Zaman zaman gazete haberlerinde yer alan (örneğin bir hastanede yanlış yapılan katarakt ameliyatları) gereksiz ve yanlış müdahaleler üzerine giderek sadece o olayla ilgili çözüm bulmak, buzdağının çok üzerinde kalan bir alanla ilgilenmek anlamına geliyor. Eğer gerçekten gereksiz sağlık müdahalelerinin boyutu ve bunların yarattığı etki üzerine inceleme yapmak ve önlem almak isteniyorsa bunu bilimsel yöntemlerle ve kullanım incelemesi gibi süreçleri benimseyerek yapmak gerekiyor.


SİZ DE YORUM YAPIN