Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

3 Temmuz 2009, Cuma 19:12

Sabit doz kombinasyonlu ürünler

Sabit doz kombinasyonları (SDK) şeklinde hazırlanan farmasötik ürünler, son aylarda ilaç sanayinin gündeminde farklı yönleriyle yoğun yer almaktadır. SDK’lar, iki veya daha fazla etkin bileşiğin tek bir formülasyonda (farmasötik şekilde) bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş ürünlerdir. Diğer bir deyişle, daha önce tedavide aynı endikasyon için ayrı ayrı reçetelendirilen ruhsatlı iki veya daha fazla etkin bileşiğin tek bir ürün içinde piyasaya sunulmasıdır. Son zamanlarda, tüm dünyada hem orijinal hem de jenerik firmalarda, çeşitli hastalıklardan korunmak ve/veya bunların tedavisinde kullanılmak üzere sabit doz kombinasyonlarının klinik geliştirme çalışmalarına doğru bir eğilim olduğu dikkat çekmektedir. Ülkemizde de başta kardiyovasküler tedaviler olmak üzere çeşitli kombinasyonlar için ruhsat başvurusu yine hem orijinal hem de jenerik firmalar tarafından yapılmış ve hatta bazıları ruhsatlandırılmıştır. Kardiyovasküler hastalıklar (hipertansiyon, hiperkolesterolemi) yanında diyabet, enfeksiyon hastalıkları (Helicobacter pylori, AIDS-HIV enfeksiyonu ve tüberküloz), psikiyatrik hastalıklar (depresyon ve Alzheimer), solunum hastalıkları (astım ve KOAH) gibi bazı tedavilerde iki veya daha fazla ilaç içeren bu tür kombinasyonlara, hasta uyumunu kolaylaştıracağı ve maliyeti ucuzlatacağı varsayımıyla ilginin artarak süreceği tahmin edilmektedir.

Bununla birlikte, terapötik alanların heterojen özelliği, sağlık otoritelerinin bu konuda bir standart oluşturmalarının önündeki en önemli engeli teşkil etmekte ve başvuru gereklilikleri ile ilgili bir boşluk doğmasına neden olmaktadır. Yeni sabit doz kombinasyonlarının geliştirilmesi bağlamında mevzuat yönünden üç nokta çok büyük önem taşımaktadır:
 
i) Hangi kombinasyon ürünlerinin ruhsat başvuruları kabul edilebilecektir?
ii) Klinik ve/veya biyoeşdeğerlik çalışmaları için gereklilikler neler olacaktır?
iii) Yeni sabit doz kombinasyonları fikri mülkiyet hakları (patent ve/veya veri münhasırıyeti) bağlamında nasıl etkileneceklerdir?
 
İDE İlaç Bilgi Merkezi Eğitim ve Danışmanlık Ltd Şti., bu konuda karşı karşıya kalınan soruların ilgili taraflar arasında yurtiçinden ve yurtdışından konuşmacıların katılımı ile görüşülmesinde yarar olacağı düşüncesi ile 21 Mayıs tarihinde Ankara Swissotel’de SB-İEGM/EMEA/AİFD/İEİS’in katkıları ile “RUHSATLANDIRMA VE BİYOEŞDEĞERLİK YÖNÜNDEN SABİT DOZLU KOMBİNASYONLARDA SON GELİŞMELER” toplantısı düzenledi.
Bu toplantı ile katılımcılar, hem ülkemizdeki sağlık otoritesinin ilgili komisyonlarının görüşlerini dinleme fırsatı yakalamış hem de Avrupa Birliği’nin bu konudaki yaklaşımı ile ilgili bilgi edinmiş oldu. Toplantının son oturumunda gerçekleşen panelde ise katılımcılar tüm sorularına ilgililerden cevap alabilme fırsatını buldular.
 
Varılan ortak görüşleri şöyle sıralamak mümkün:
1. Kombinasyondaki ilaçlar farklı mekanizmalar üzerinden etkili olmalı; farmakokinetikleri birbirinden çok farklı olmamalı ve kombinasyon, toksik etkileri artırmadığı (supra-additiv toksisite) gibi farmasötik geçimsizlik, olumsuz etkileşmeye de neden olmamalıdır.
2. Kombinasyonun içerdiği bileşiklerin etki süreleri ve uygulama sıklıkları anlamlı olarak farklı olduğunda böyle bir kombinasyon rasyonel kabul edilmemektedir.
3. SDK, hastanın uyumunu artırmak veya iki tıbbi ürünün birlikte verilmesiyle etkilerinin artmasından yararlanmak ve tedavi maliyetini düşürmek için tercih edilmektedirler.
4. Bu ürünlerin kırılabilir tablet şeklinde üretilmelerine izin verilmemelidir.
5. Dar terapötik indeksli ilaçların kombinasyonu kabul edilmemelidir.
6. Her iki ilaç monoterapi olarak uygulandığında hedef popülasyonların kesişiminden daha geniş bir endikasyonu kapsamayı hedefleyen sabit kombinasyon için klinik araştırmalara gerek vardır.
7. Kombine ilaçlar, jenerik ilaç gibi düşünülmemelidir ve Ruhsat Komisyonu tarafından ve BY/BE komisyonu ile ortak, aynı anda, mutlaka yeni ilaç gibi incelenmelidir.

SİZ DE YORUM YAPIN