Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

27 Kasım 2008, Perşembe 13:38

Çocuk ve diyabet

Diyabet dünyada baş döndürücü bir hızla artıyor. 2020 yılında dünyadaki diyabetli sayısı tahminleri baş döndürücü boyutlarda görünüyor. Diyabet eskiden korkulan bir hastalıktı. Halbuki diyabeti, hayatı doğru yönetmek, beslenmek ve uzun yaşamak için bir fırsata çevirmek mümkün. Günümüzdeki hızlı yaşam, ev dışı beslenmenin artması, lezzet adına yiyeceklerdeki yoğun katkılar sağlığımız üzerindeki obezite ve diyabet risklerini de artırıyor.

Çocukların ilk bebekliklerinden itibaren beslenmedeki yoğunluk ve dikkatsizlik
diyabetin açığa çıkmasını hızlandırıyor. Şimdi aşağıdaki verilere bir göz atarsak, çocuklarda diyabetin gidişini daha rahat görebiliriz.

– 1970’li yıllarda Türkiye’de bilinen diyabetli çocuk sayısı 227 idi, şimdi ise 15 bini aşkın.
– Bir diyabetik çocuğun etkin tedavisinde; aylık gider bir işçinin asgari ücretinden fazladır.
– Diyabetik çocuğun tedavisinde ailesinin sürekli eğitimi şarttır.
– Tüm ailenin aynı biçimde beslenmesi ve yemeklerin aynı tencereyle yapılması hem çocuk açısından hem de ailenin genel sağlığı açısından önerilir.
– Çocukta diyabet belirtisi genellikle diyabetin ergenlikteki bulgularıyla aynıdır. (Çok su içme, sık idrara çıkma, çok yeme ve kilo almama, kilo kaybı gibi…)
Çocukta hastalığın akla gelmemesi ve doktora geç gidilmesi problem olabilir.
– Bebeklerde kan şekeri kontrolü, topuktan alınan kanla bakılır, bezinde toplanan idrardan da takip etmek mümkündür.
– Eskiden “yaşlılık şekeri” diye tanımlanan Tip 2 diyabet artık bebek ve çocuklarda da aşırı kilodan ve genetik kusurlardan ötürü görülmeye başlandı.
– Fazla şeker yemekten diyabet çıkmaz ama şeker ve şekerli gıdaların genel sağlığa verdiği bozukluk aşikar.
– Çocuk diyabetinde “insulin” olmadan tedavi olmaz.
– Çocuk mutlaka bu konuda uzman bir endokrin uzmanı ve çocuk diyabeti konusuna hakim bir beslenme uzmanı tarafından tedavi ve kontrol edilmeli.
– Çocuğun kendini özel hissetmemesi ve diğer kardeşlerin “diyabetli” çocuğa özel ilgiden rahatsız olmaması için itina gösterilmeli ve gerekirse aile olarak bir danışmana başvurulmalı.
– Diyabetli çocuğun hastalanmasında –çocukluk çağında görülen hastalıklar –mutlaka doktora haber verilmeli.
Dıyabetlı cocukta en onemlı organlardan bırı olan goz problemlerıdır
Bu nedenle mutlaka goz hekımı tarafından kontrollerı de duzenlı yaptırılmalıdır
– Çocuklar diyabetle yaşama kolay alışır, mühim olan anne-baba ve büyükanneleri diyabetli çocuğun yaşamına alıştırmaktır.
– Diyabetli çocuk normal yaşamını sürdürebilir, sporunu yapabilir, ergenlik çağında her ergeninin soru ve sorunlarıyla karşılaşabilir.
– Diyabet okumak, evlenmek, çocuk doğurmak gibi aktiviteleri engellemez, sadece verilen tedaviyi uygulamak, doktor ve sağlık ekibiyle ömür boyu işbirliğinde olmak gerekir.

Diyabetli çocuk iyi hastalık yönetimi ya da iyi yaşam yönetimi bilgileriyle donatılarak
gelecekte hem diyabetli hastalarda hem de çocuklarda iyi bir danışman haline getirilebilir.
Zira ülkemizde özellikle Anadolu’da çocuklarımız hastalığın bile farkına varamadan
İlerlemiş hastalık boyutuna taşınmaktalar. Türk Diyabet Vakfı’nın bu konuda her çocuğa insülin ulaştırma ve diyabetli yaşamı yönetme konusunda çalışmaları tüm şehirlerimize ulaşacak şekilde devam ediyor.

Sonuç olarak; diyabet hangi yaş grubunda olursa olsun izlenip doğru tedavi ve beslenme alışkanlıkları ile zararları en aza indirebilecek ömür boyu süren fakat yönetilebilen bir hastalıktır.

AÇIKLAMA
Dergimizin, Kapak konusu nedeniyle oftalmologlara gönderildiği Eylül sayısındaki Fokus başlıklı köşe yazısında, “göz hastalıklarında size en yakın sağlık danışmanınız olan eczacılara danışın” ifadesi, bazı göz doktorlarımızın tepkisini çekmiştir. Öte yandan, hatırlanacağı gibi yazı, medikal tedavi konusunda bir yönlendirme içermeyip, “göz rahatsızlıklarınızla ilgili mutlaka düzenli olarak doktorunuza kontrollerinizi yaptırın” uyarısını da içermektedir.

Söz konusu yazı, daimi köşe yazarlarımızdan Ecz. Adile Özdağ’ın, o sayıya özel olarak, “Diyabet ve Göz” başlıklı Kapak konumuzdan da “bağımsız” biçimde (derginin farklı bir bölümünde) kaleme aldığı bir yazıdır. Kapak konumuz içinde “sadece göz doktorlarından” görüşler alınmasına, sadece göz doktorlarıyla röportajlar yapılmasına özellikle dikkat edilmiştir. Farmaskop olarak, bu konudaki eleştirilerini bize aktaran doktorlarımıza, ilgi, dikkat ve anlayışları için teşekkür ediyor, yaşanan sıkıntılı durum nedeniyle özür diliyoruz.

 


SİZ DE YORUM YAPIN