Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

21 Mayıs 2010, Cuma 13:29

Sağlık teknolojilerinin değerlendirilmesi

 

Değerli Farmaskop okuyucuları, bu sayıda sizlerle 22 Nisan 2010 tarihinde Ankara’da Sağlıkta Umut Vakfı (SUVAK) tarafından yayınlanan “Sağlık Teknolojilerinin Değerlendirilmesi. Ilaç Geri Ödeme Kararları için bir Model Önerisi” başlıklı raporun toplantısında edindiğim izlenimleri paylaşmak istiyorum. Öncelikle rapordan biraz söz edip daha sonra toplantı izlenimlerime geçeceğim.
 
Rapor ben ve Albert Wertheimer tarafından ortaklaşa olarak yapılan bir çalışmanın ürünü. Çalışma temel olarak “Sağlık Teknolojilerinin Değerlendirilmesi. Teori ve Uygulamalar” ve “Türkiye’de Sağlık Teknolojilerinin Değerlendirilmesi. Mevcut Durum ve Öneriler” olmak üzere iki bölüme ayrılmakta. Birinci bölümde özet olarak Sağlık Teknolojilerinin Değerlendirilmesi (STD) ile ilgili genel kavramlar ve yaklaşımlar ortaya konmakta ve STD’nin en çok uygulamaya geçtiği alan olan ekonomik değerlendirme teknikleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmakta. Ikinci bölümde ise, Türkiye’deki STD uygulamalarına kısaca değinildikten sonra daha sistematik ve şeffaf kullanımı için bir dizi öneride bulunulmakta.
 
Öneri bölümünün en önemli özelliği Türkiye’de ilk kez açık ve üzerinde tartışılabilir bir modelin geliştirilmiş olması. Raporda sistematik analiz, ekonomik değerlendirme ve bütçe etki analizleri için metodolojik kriterler önerilmekte ve hem STD raporlarını hazırlayanlara hem de bu raporları değerlendirenlere rehberlik etmeyi amaçlayacak kontrol listeleri sunulmakta. Bu listelerin en önemli amaçları ise hem hazırlayan ve değerlendirme yapanların aynı dili konuşmasını ve aynı beklenti içinde olmasını sağlamak hem de verilen kararları açıklarken şeffaflık ilkesinin korunmasına yardımcı olmak. Raporun son bölümünde ise Türkiye’de öncelikle ilaç geri ödeme kararlarında ancak daha sonra da tüm sağlık teknolojilerinin değerlendirilmesinde kullanılmak üzere bir model sunulmakta. Bu modelde özetle, hastaların klinik ihtiyacı, mevcut tedavi yöntemlerinin ihtiyacı karşılama kapasitesi, yeni ürün için klinik kanıt, ürünün maliyet etkililiği, ekonomik değerlendirmenin gücü, bütçe etkisi/ödenebilirlik, ürünün tedavi özellikleri ve toplum sağlığı perspektifi gibi başlıklar altında skor tabloları oluşturulmakta ve daha sonra nihai bir değerlendirme tablosu ile ağırlıklı skorlar alınarak teknolojiyi ret, kabul ya da şartlı kabul gibi kararlar verilmesi önerilmekte. Toplantıda da birçok kez vurgulandığı üzere bu modelin temel amaçlarından biri, Türkiye’de çeşitli ortamlarda çeşitli şekillerde tartışılan bir konunun daha sistematik ele alınması için önerilerde bulunmak.
 
Toplantıda raporun özet bir sunumundan sonra Sağlık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumundan yetkililerin katıldığı bir panel ve katılımcıların aktif olarak katıldığı tartışma bölümüne geçildi. Paneldeki tüm konuşmacılardan edinilen izlenim STD’nin Türkiye için bir gereklilik olduğu konusunda kamudaki tüm tarafların hemfikir olduğu idi. Panelistlerin ortak görüşlerinden birisi de bu raporun bundan sonra yapılacak tartışmalarda önemli başvuru kaynaklarından biri olacağı şeklindeydi. Katılımcıların soruları ise temel olarak bu analizleri yapmak için gerekli verilerin yetersizliği ve bu veri yetersizliği ortamında STD’nin nasıl hayata geçirileceği ile ilgiliydi. Ancak daha önce bu köşedeki başka yazılarımda da belirttiğim üzere verilerin bulunabilirliği açısından Türkiye’de son yıllarda önemli adımlar atıldı ve bana göre mevcut verilerle de STD analizlerini (çeşitli kısıtlar altında ancak duyarlık analizleri ile test ederek) yapabilmek mümkün. Ayrıca bu sürecin sistematize edilmesi ile birlikte gerekli verilerin üretilmesi için hem kamu hem de özel sektörün çaba harcaması kaçınılmaz. Sorulan sorulardan birisi global bütçeye geçilen bir ortamda STD yapmanın ne kadar gerekli olduğuna yönelikti. Ancak hepinizin çok iyi bildiği üzere global bütçeye geçilmesi, mevcut kaynakların maliyet-etkili alanlarda kullanılması gereğini ortadan kaldırmamakta. Bu nedenle, global bütçe uygulaması altında da STD yapılmalı ve kaynak kıtlığı global bütçe gibi bir uygulama ile tescillenmiş bir sektörde bu kaynaklardan maksimum faydayı elde etme uğraşlarından ödün verilmemelidir.

Panel ve tartışmalardan sonra bana göre ortaya çıkan en önemli sonuç, STD’nin bir daha çıkmamak üzere Türkiye’nin gündemine girdiği ve hem kamu hem de özel sektörün STD’nin amaçlara uygun olarak kullanımına yönelik olarak mevcut kapasitesini kullanmasının zorunlu olduğu. Bu süreçte en önemli noktalardan birisi tüm tarafların görüşünün alındığı bir uzlaşma sürecinden geçilmesi. Raporun Ingilizce ve Türkçe’sine bir süre sonra www.suvak.org adresinden ulaşmak mümkün olacak.


SİZ DE YORUM YAPIN