Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

Farmaskop Ayın Konuğu
Engin Güner AİFD Başkan Yardımcısı
Ocak 2008

Türkiye yeni ilaçlara daha hızlı erişebilmeli

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Başkan Yardımcısı Engin Güner’in de dediği gibi, “yenilikçi” diye tanımladığımız orijinal ilaçlar, aslında yeni ilaçların keşfedilerek insanlığın hizmetine sunulmasını sağlayan temel güçlerden biri. Ancak bu gücün “itici” güç rolünü yerine getirebilmesi, pazar ortamının toplum açısından sağlıklı işlemesine bağlı görünüyor. Tablo pozitifse, örneğin Avrupalı halkın ulaştığı yeni bir ilaca, siz de aynı anda ulaşabilirsiniz. Peki sektörün orijinal ilaç cephesindeki diğer sorunlar neler? Engin Güner ile sektörün durumunu ve yaşanan sıkıntıları konuştuk…

YENİLİKÇİ İLAÇLARIN TÜRKİYE EKONOMİSİNE KATKISINDAN BAHSEDER MİSİNİZ? Öncelikle yenilikçi ilaçların yarattığı değerden bahsetmek isterim. Yeni ve orijinal ilaçlar ortalama 10-15 yıl süren ve yaklaşık bir milyar dolara mal olan uzun, zahmetli ve riskli bir araştırma sürecinden sonra hastalara sunuluyor. Bu ilaçlar insanın yaşam süresini ve kalitesini artırdığı gibi, sundukları etkin tedavi olanaklarıyla tedavi süresini de kısaltıyorlar. Yaşam kalitesindeki artış, ölüm oranlarındaki azalma ve etkin tedaviye bağlı olarak iş günü kayıplarının düşmesi, toplum ve ekonomi için ciddi değer yaratıyor. Hepsinden önemlisi yeni ve orijinal ilaçlar sayesinde sağlık için ayrılan kaynakların akılcı kullanımı mümkün oluyor. Kaynaklar boşa tüketilmiyor.

Uluslararası araştırmacı ilaç endüstrisi Türkiye’ye ilk gelen ve yatırım yapan uluslararası gruplar arasında yer alıyor. Halen 39 üyesi bulunan AİFD’nin bazı üyeleri 50 yılı aşkın bir süredir ülkemizde faaliyet gösteriyor.

AİFD üyeleri 2008 yılında Türkiye’de hastaların tedavisinde kullanılan 637 milyon kutu ilacı temin ettiler. Üyelerimiz 15 binin üzerinde istihdam imkânı sağlıyor. Ülkemiz ilaç endüstrisinde özel sektörün Ar-Ge yatırımlarının % 95’i AİFD üyeleri tarafından gerçekleştiriliyor. Öyle ki çalışanlarının % 80’inin üniversite mezunu olduğu AİFD üyelerinin sadece klinik araştırmalar konusunda çalışan sayısı son dört yılda iki katına çıktı ve ülkemizde yapılan klinik araştırma sayısının aynı süre içerisinde % 470 artması sağlandı.

İLAÇTA TASARRUF SAĞLAMAK İÇİN HÜKÜMETLERİN İZLEYEBİLECEĞİ YÖNTEMLER NELER? BUNLAR ARASINDA EN EFEKTİF TERCİH NEDİR? AİFD olarak ilaçta tasarrufun, kaynakların akılcı kullanımından geçtiğini düşünüyoruz. Akılcı kullanımın anlamı, en etkin tedaviyi sağlayan doğru ilacın hastaya zamanında verilmesidir. Bu yapıldığı takdirde tedavi süresi kısalmakta, ameliyat veya diğer yatarak tedavi masrafları da azalmaktadır. Bizce en etkin tasarruf yöntemi budur.

Son dönemde, tasarruf adına ucuz ilaç kullanımını teşvik etme eğilimi görülüyor. Bu hastalara da, endüstriye de, Türkiye’ye de yarar sağlamayacak bir yaklaşım. Reçetelerde en ucuz ilaç kullanımının resmi politika haline getirilmesinin yanlış olacağına inanıyoruz. Böyle bir uygulama, en ucuz fiyatla satılan ilacın dışında kalan birçok jenerik ve orijinal ilacın piyasadan çekilmesine neden olabileceği için sektörümüzün temel gelişme dinamiklerine zarar verecek ve hastalarımızın önündeki seçeneklerin azalmasına, ilaca erişimlerinin kısıtlanmasına neden olacaktır.

Bugün gelişmiş ülkelerde, orijinal ilacın yasal koruma süresi bittiğinde aynı molekülden yapılan ilaçlar jenerik ilaç firmaları tarafından üretilmekte ve biyoeşdeğerlilikleri kanıtlandıktan sonra hastalara sunulmaktadır. Jenerik üreticiler Ar-Ge çalışması yapmadıkları için doğal olarak üretim maliyetleri daha düşük olmakta ve orijinal ilaçtan daha ucuza satılmaktadır. Bu sayede ilaç daha fazla sayıda hastaya ulaşabilmektedir. Orijinal ilacın uğradığı pazar kaybı ise, orijinal ilaç üreticisinin yeni moleküller bulmak ve geliştirmek yönünde çalışmalarını yoğunlaştırmasına neden olan unsurlar arasında yer almaktadır. Fikri mülkiyet haklarının uluslararası standartlarda korunduğu ülkelerde bu rekabet sağlıklı bir şekilde işlemekte; bir yandan endüstrinin gelişmesine, bir yandan da hastaların ilaca erişiminin güçlenmesine katkıda bulunmaktadır.

Ülkemizde fikri mülkiyet haklarının uluslararası standartlarda korunması yönünde önemli gelişmeler sağlanmış olmakla birlikte, gerek yasalar, gerekse de uygulamalar düzeyinde daha atılması gereken adımlar var. Ancak sonuç olarak Türkiye de, orijinal ve jenerik ilaçların birbirlerini tamamlayacakları, sağlıklı bir şekilde rekabet edebilecekleri bir ortama doğru ilerlemektedir. Dolayısıyla orijinal ve jenerik ilaçları birbirlerine düşman gibi gösteren kampanyalar, ülkemizin ilaç ve sağlık alanındaki geleceğine olumlu katkı


SİZ DE YORUM YAPIN