Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

17 Kasım 2011, Perşembe 13:35

Türkiye şizofrenide işlevselliği konuşuyor

26–30 Ekim 2011 tarihleri arasında düzenlenen “47. Ulusal Psikiyatri Kongresi” kapsamında Janssen Türkiye’nin desteği ile hazırlanan “Şizofrenide İşlevsellik Ulusal Uzlaşı Raporu” sunuldu. Janssen Türkiye’nin desteği ile gerçekleştirilen “Türkiye Şizofrenide İşlevselliği Konuşuyor” başlıklı bir dizi toplantının sonucunda hazırlanan rapor, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Alptekin’in oturum başkanlığı yaptığı sempozyumda paylaşıldı. Sempozyuma, İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği Hekimi Prof Dr. Alp Üçok, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Yıldız, Türkiye Şizofreni Dernekleri Federasyonu Başkanı Psikiyatri Doçenti Haldun Soygür ve Şişli Etfal Eğitim Araştırma Hastanesi hekimlerinden Doç. Dr. K. Oğuz Karamustafalıoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Oturum Başkanı Prof Dr. Köksal Alptekin, “Şizofrenide İşlevsellik Uzlaşı Raporu” ile ilgili şunları söyledi:

“Şizofrenide psikososyal işlevselliği ele almak için ‘Türkiye Şizofrenide İşlevsellik Kavramını Tartışıyor’ başlığı altında bir danışma kurulu oluşturduk. Öncelikle tartışılacak temel kavramları belirledik. Daha sonra da birçok farklı şehirde farklı ortamlarda çalışan psikiyatri hekimleri ile bir araya gelerek bu kavramlar üzerinde tartıştık. Farklı toplantılardan elde edilen sonuçları birleştirerek bir uzlaşı raporu hazırladık. Yapılan tartışmalar ve öneriler ışığında da bu rapor oluşturuldu.”

Toplantıda konuşan Prof Dr. Alp Üçok, psikososyal işlevselliği kişinin eş, arkadaş, çalışan, öğrenci, ev hanımı, aile ferdi gibi rolleri yerine getirebilme yetisi olarak tanımladı. Kronik bir hastalık olan şizofrenide işlevselliğin geri getirilmesinin giderek önem kazandığını belirten Prof. Dr. Alp Üçok, ekstrapiramidal yan etkileri olmayan atipik antipsikotiklerin kullanımının yaygınlaşmasına paralel olarak şizofrenide işlevsellikle ilgili literatürde ciddi bir artışın gözlendiğini belirtti.

Şizofreni hastalarının en büyük sorununun iş bulmak olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Yıldız ise,

“Kurulan rehabilitasyon merkezleri ile şizofreni hastaları meslek sahibi olabilir. Yapabilecekleri işlere yerleştirilebilirler. Hastaların iyileşmeleri ve topluma tekrar dönmeleri için bu konu çok önemli. Hasta dış dünyanın ne kadar parçası olursa, hastalıkta iyileşme o kadar hızlı oluyor”

dedi.

JanssenGeçmişte şizofrenide birinci tedavi hedefinin hastalığın belirtilerinin azaltılması ve uzun dönem hastane bakımını sonlandırarak hastaneden çıkışın hızlandırılması olduğunu söyleyen Doç. Dr. K. Oğuz Karamustafalıoğlu da, son yıllarda tedavide işlevselliğin giderek önem kazanan bir kavram olduğunu belirtti. Doç. Dr. Karamustafalıoğlu, hasta işlevselliğinde ilerlemenin tedavi başarısında önemli belirleyicilerden biri olduğuna da dikkat çekti.

Toplantının bir diğer konuşmacısı Doç. Dr. Haldun Soygür, şizofreni hastalarının işlevselliğini arttırabilmek için, hastanın hedeflerini, becerilerini, desteklerini ve kaynaklarını ve buna engel olan etkenleri saptamak ve bu doğrultuda psikiyatrik hizmet sunmanın gerekliliğine dikkat çekti ve bu amaçla hasta, aile ve tedavi ekibi arasında işbirliğinin önemini vurguladı. Şizofrenide iyileşme ile ilgili bilimsel ve klinik sorumluluklarımızı yeniden biçimlendiren bir bakış açısına ihtiyacımız olduğunu anlatan Dr. Soygür, katılım hakları, kararlılık ve damgalanma/ayrımcılıktan korunmanın iyileşme için temel önkoşullar olduğu üstünde durdu. Ayrıca toplumun şizofreni hastalığını “saldırganlık” ile adeta eş anlamlı gördüğünü; haberlerde, dizilerde, filmlerde şizofreni hastalarının zarar veren, tehlikeli insanlar olarak gösterildiğini ifade eden Doç. Dr. Soygür, bunun şizofreni hastalarına yapılan büyük bir haksızlık olduğunu vurguluyarak şunları söyledi:

“Bir şizofreni hastası tarafından öldürülme olasılığı on dört milyonda birdir. Eğer hasta tedavi ediliyorsa saldırganlık riski daha da azalır. Toplumun şizofreni hastalarını dışlaması, saldırganlık riskini artırabilir. Toplumun şizofreni hastalarından korkmaması, onlara sahip çıkması gerekmektedir. Onlara destek olmak iyileşmede çok önemlidir. Korku, şizofreni konusunda bilgi sahibi olmak ve bilinçle aşılabilir. Asında gözden kaçan bir başka nokta da, kırılganlıkları, savunmasızlıkları ve yalnızlıklarıyla bizzat şizofreni hastalarının kendilerinin şiddete maruz kalma risklerinin artmış olduğudur. Adaletsizliğin, eşitsizliğin ve şiddetin her geçen gün arttığı dünyamızda her şiddet olayının altında şizofreni hastalarını aramak büyük bir yanılgıdır.”

Janssen Türkiye’nin desteğiyle hazırlanan şizofrenide işlevsellik ulusal uzlaşı raporunda, psikososyal işlevselliğin şizofreni hastlarının durumlarını ve tedavi yanıtlarını değerlendirmede ele alınması gereken önemli bir boyut olduğu, aynı zamanda iyileştirilmesi gereken bir tedavi hedefi olması gerektiği sonucuna varıldı.


SİZ DE YORUM YAPIN

Önceki yazıyı okuyun:
Bayer Kadın Sağlığı Bölümü “Oral Kontraseptif Akademi”nin lansmanını gerçekleştirdi

Toplantıda tanınmış oyuncu Ceyda Düvenci'nin de katılımıyla düzenlenen panelde toplumda doğum kontrol haplarına yönelik varolan bilgi eksikliğine yönelik yapılabilecekler konuşuldu.

Kapat