Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

2 Kasım 2011, Çarşamba 20:49

Sedef Hastaları Sedef Adası’nda bir araya gelerek moral buldu

Dünya Sedef Günü kapsamında sedef hastalığı (Psoriyazis) ile ilgili farkındalığı artırmak ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla 30 Ekim Pazar günü Sedef Adası’nda düzenlenen hasta buluşmasında sedef hastalığının beraberinde getirdiği sosyal/psikolojik olumsuzluklar üzerinde duruldu. Sedef Hastaları Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Yıldırım ve dernek üyelerinin de katılımıyla gerçekleşen hasta buluşmasında; depresyon, dışlanma ve işe gidememe gibi sosyal yükleri beraberinde getiren sedef hastalığının kronik bir hastalık olmasına rağmen doğru bir tedavi uygulandığı sürece kontrol altında tutulabildiğine vurgu yapıldı. Mustafa Yıldırım,

“Sedef hastalığına dair hiçbir bilgisi olmayan insanlar hastalığın bulaşıcı olduğu gibi yanlış düşüncelere kapılabiliyor. Çoğunlukla bu sebepten dolayı bizler sedef hastaları olarak toplumdan dışlanma sorunu ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu tür etkinlikler aracılığıyla sedef hastalarını bir araya getirerek yaşadığımız sorunları paylaşmanın ve çözüm yolları aramanın büyük önem taşıdığına inanıyoruz”

dedi.

Sedef hastalığının sebep olduğu fiziksel deformasyon beraberinde psikolojik sorunları da getirirken; psikolojik sorunlar ise uzun vadede hastanın kendisini çevresinden ve toplumdan izole etmesi, kendisine duyduğu saygıyı yitirmesi, iş hayatından uzaklaşması ve bunun doğal bir sonucu olarak da maddi kayba uğraması gibi olumsuz durumlara yol açıyor. Mustafa Yıldırım, sedef hastalığının yol açtığı bütün bu negatif etkileri minimum seviyeye indirmek için hem sedef hastalarının hem de toplumun bilinçlenmesinin büyük önem taşıdığına vurgu yapıyor.

Sedef Hastaları Dayanışma Derneği hastaları Sedef Adası'nda biraraya getirdi

Dünya genelinde 125 milyon kişiyi etkilediği tahmin edilen sedef hastalığının nadir görülen ve tedavi edilemeyen bulaşıcı bir hastalık olduğu yönündeki bilgilerin gerçeği yansıtmadığının altı çizilirken, bu tür yanlış bilgilerin sedef hastalarının psikolojisini olumsuz etkilediği belirtiliyor. Ortaya çıkma sebebi kesin olarak bilinmeyen sedef hastalığı; sedef hastası olan bir kişiye dokunma, aynı havuzda yüzme ya da hastanın yaptığı bir yemeği yeme sonucunda bulaşmıyor. Hastaların %30’unun ailelerinde sedef hastalığı olduğu görülürken, sedef ile ilişkilendirilen genlerin varlığı da kabul ediliyor. Buna rağmen hastalık, çevresel bir faktör (bazı virüs ve bakterilerden kaynaklanan enfeksiyonlar, cilt yaralanmaları, bazı ilaçlara verilen reaksiyonlar ve stres) ile tetiklenmesi durumunda ortaya çıkıyor.

Kaşınma ve ağrı gibi çeşitli semptomlar ile seyreden sedef hastalığı, ortaya çıktığı lokasyona ve şiddetine bağlı olarak hastaların özel ve sosyal hayatlarında derin izler bırakabiliyor. %51’inin uzman doktor kontrolünden geçmediği bilinen sedef hastaları, toplumdan soyutlandıkları hissiyle ciddi anlamda depresyona girerek öz saygılarını kaybedebiliyorlar. Sedef hastalarının %84’ü sportif faaliyetlerden kaçınırken, %83’ü hastalığını gizleme gereği duyuyor. Hastaların %46’sı ise kronik depresyon ile yaşıyor.

Sedef hastalığının kişinin hayatındaki uzun süreli etkilerini ölçebilmek amacıyla yapılan “Sedef Araştırması”nın 2009 yılında 17 ülkeden toplam 11 bin sedef hastasının katılımıyla gerçekleşen ilk ayağında ortaya çıkan sonuçlara göre; tüm katılımcıların yüzde %66’sı ve ağır sedef hastalarının dörtte üçü bu hastalığın özsaygılarını olumsuz etkilediğini dile getirirken, tüm hastaların %37’si ve ağır hastaların neredeyse yarısı hastalık belirtileri geçse de artık hiçbir zaman aynı insan olmayacaklarını belirtiyor. Araştırmaya göre çalışma hayatını da olumsuz anlamda etkileyen sedef hastalığı, hastaların %14’ünün işini kaybetmesine ya da istifa etmesine yol açıyor. Ağır sedef hastalarının %40’ından fazlası istedikleri kariyer yolunu izleyemediklerini söylüyor. İş hayatında devamsızlık da sedef hastalarında sıkça rastlanan bir sorun olarak kişilerin kariyerlerini olumsuz anlamda etkiliyor. Genç hastaların sedefin yol açtığı psikolojik olumsuzluklar ile baş etmekte ileri yaştaki hastalara oranla daha başarısız oldukları da araştırmadan elde edilen sonuçlar arasında dikkat çekiyor.


SİZ DE YORUM YAPIN

Önceki yazıyı okuyun:
Abdi İbrahim, Türkiye’nin akredite olmuş ilk ilaç Ar-Ge Merkezi ile ödül aldı

Abdi İbrahim, Eczacı Dergisi tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen "Altın Havan - 2011 Yılı İlaç ve Eczacılık Sektörü Başarı...

Kapat