Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

16 Ağustos 2013, Cuma 13:36

Tıp fakültesini karıştıran skandal iddia

330 hastaya böbrek enfeksiyon görüntülemesi, 235 hastaya da tüm vücut kemik kanser taraması yapılmış gibi gösterildi.

Toplam 565 hasta için hiçbir tarama yapılmamasına rağmen SGK’ya fatura edildi. Durumu SGK’ya aynı bölümde çalışan bir uzman doktor bildirdi. Hasta listesi ile birlikte verilen doktor dilekçesi, SGK’nin yoğunluğu nedeniyle henüz sonuçlandırılamadı.

Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden birine bağlı tıp fakültesinin Nükleer Tıp Anabilim Dalı’nda bazı işlemlerin yapılmadığı halde yapılmış gibi gösterilerek Sosyal Güvenlik Kurumu’na fatura edildiği iddia edildi. Şikayette bulunan, bu durumdan rahatsız olan aynı bölümden bir uzman doktor oldu. 4 Mayıs 2012 tarihli şikayet dilekçesi, İstanbul Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından 8354376 numarayla kayıtlara geçirildi.
Uzman doktor, dilekçe ekiyle birlikte aralarında kendilerine hiçbir tetkik yapılmadığı halde yapılmış gösterilen kişilerin de yer aldığı toplam 822 kişilik listeyi kuruma sundu. Dilekçesinde “İlgili klinikten bu kişilere ilişkin tetkikleri isterseniz, bu işlemler gerçekten yapılmadığı için tarafınıza sunulamayacaktır” dedi.
Hürriyet’in haberine göre; dilekçede ayrıca kanserin tanı ve tedavinin izlenmesinde en ileri yöntem olan ve ödeme kurumunun bir çekim için 1300 TL ödediği  PET-CT’nin SGK tarafından ödenebilmesi için hasta raporunun değiştirildiği iddiası da yer aldı.

BÖBREKTE ENFEKSİYON VE TÜM VÜCUT KEMİKTE KANSER TARAMASI

Uzman doktor SGK Cibali Sağlık Merkezi’ne verdiği dilekçesinde;
–          Normalda DMSA-SPECT görüntülemesi kiliniğimizde haftada 2-3 kez yapılmaktayken, ekteki 346 kişilik, yaklaşık 6 aylık süreyi kapsayan listede yer alan, 10-15 hasta haricinde hiçbir hastaya DMSA-SPECT görüntülemesi yapılmadığı halde Kurumunuza fatura edilmiştir. Bu tarihler dışındaki DMSA-SPECT sayılarına bakıldığında bile bu durumun normal olmadığı anlaşılmaktadır. İlgili klinikten bu hastalara ait görüntüler istenirse bu işlemler gerçekte yapılmadığı için tarafınıza sunulamayacaktır.
–          Ekteki 476 kişilik, yaklaşık 6 aylık süreyi kapsayan, kemik sintigrafisi SPECT görüntüleme hastalarının, SPECT görüntülüme yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın o tarih aralığındaki tüm hastalara SPECT görüntüleme yapılmış gibi gösterilip fatura edilmiştir. Bu hastaların da ancak yüzde 50’sine görüntüleme yöntemi uygulanmamıştır. Yine bu hastalara ilişkin görüntüler istenirse gerçekten yapılmadığı için tarafınıza sunulmayacaktır.

HERKES KAZANDI, SGK KAYBETTİ

SGK, her bir  DMSA-SPECT çekimi için 113 TL ödeme yapıyor. Dolayısıyla yapılmadığı halde yapıldı gösterilen bu çekim için yaklaşık 37 bin lira gereksiz ödeme yapmış oluyor. Aynı şekilde her bir KEMİK-SPECT içinse yaklaşık 101 lira ödüyor. Bu kurumda hastaların yarısına çekilmediği iddiası doğru ise; buradan da SGK’nin zararı 24 bin liraya ulaşıyor.

Böylece sadece bu tıp fakültesinde bildirilen bu işlemler için zararın 64 lira olduğu görülüyor. Konuyla ilgili aradığımız bir bürokrat, “Özetle bu işten doktor puan topluyor, performans alıyor. Üniversite döner sermaye topluyor. Görüntüleme merkezi de cebini dolduruyor. Kaybeden SGK oluyor. Tabii yapılmaması gerektiği halde yapılan tomografi ve MR’lar düşünüldüğünde hasta da kaybediyor. Çünkü gereksiz yere radyasyon almış oluyor” yorumunu yaptı.

RAPOR DEĞİŞTİ

Uzman doktorun şikayet dilekçesinde yer alan bir başka konu ise, yine kanser tanısında en ileri yöntem olan PET-CT’nin ücretini alabilmek için bir hastanın raporunun değiştirildiği bilgisi oldu. SGK, her PET-CT görüntülemesi, bazı şartlar altında ödüyor. İşte 1300 liralık bu çekimin parasını SGK’dan alabilmek için hasta raporunun değiştiği iddia ediliyor.

1 YIL OLDU, SONUÇ YOK!

Doktor, şikayetini 4 Mayşıs 2012 tarihli dilekçeyle  Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’ne bildirmiş olsa da, aradan geçen 1 yıl 3 ayda herhangi bir sonuç elde edilemediği öğrenildi. Konuyla ilgili olarak aradığımız SGK bürokratları ise, böyle bir dilekçenin kuruma geldiğini ancak yoğunluk nedeniyle henüz bir aşama kaydedilemediğini belirttiler. Ancak üst düzey bir bürokrat, incelemenin hızlandırılması talimatı verdiğini ve en kısa sürede sonuçlandırılacağını söyledi.

KANSER HASTALARI RİSK ALTINDA

Hemen hemen her hastanede performans yapabilmek, döner sermayeyi artırabilmek için hastalara gereksiz tetkik ve tedaviler yapıldığını belirten bir doktor bürokrat, “Örneğin radyoterapi almış bir hastaya, 6 aydan önce PET-CT yapılmaması gerekir. Çünkü sonuç yanlış çıkar. Sonuç yanlış olursa, tedavi de yanlış olur. Ama ne yazık ki hastaneler, üniversiteler 1300 TL değerinde olan ve yüksek puan getiren bu tetkiki yapabiliyorlar. SGK da tarih kontrolü yapmadan ödeme yapıyor. Böyle olunca hem hasta hem SGK kaybediyor” dedi.

SORUN NEREDEN KAYNAKLANIYOR?

Sağlık sektörünün tamamen ticarethaneye döndüğünü belirten bir doktor yönetici, “Devlet ve üniversite hastanelerinde ‘hizmet ihalesi’ yöntemiyle, parası olan herkes görüntüleme merkezi açıyor. Devlete ait bir MR makinesinde 50-100 hastanın çekimi yapılırken; hizmet ihalesi ile işletildiğinde bu sayı 250—300’e çıkıyor. Böyle olunca da yarım saat sürmesi  gereken bir çekim 10 dakikada sona eriyor. Bu nedenle de hastanın gerçek durumu ortaya konulamadığı için yanlış tanı konuluyor ya da tanı konulamıyor” diyor. Yine performans yapabilmek için MR, tomografi gerekmeyen hastalara bile çekim yapılarak gereksiz yere radyasyon almalarına neden olunduğuna dikkat çekiyor.

KURŞUN YALITIMLI ODA YOK, TEDAVİ VAR

Aynı yetkili, bir tıp fakültesinin Nükleer Tıp bölümünde ‘özel kurşun yalıtımlı oda’ olmadığı halde bir hastaya radyoaktif tedavi uygulandığını, bunun da bölümden bir öğretim üyesi tarafından savcılığa suç duyurusuyla ortaya çıktığını anlattı. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun ilgili bölümü kapatma kararı almasına karşın, 2 aylık geçici kapatmadan sonra bölümün hukuksuz şekilde yeniden açıldığını söyledi. Yetkili, “Oysa radyoaktif tedavi yapılabilmesi için kurşun yalıtımlı odanın olması şarttır. Çünkü bu tedaviyi alan kişinin, sağlıklı insanların arasında dolaşmaması gerekir. Vücudundaki radyasyonu çocuklara, hamilelere, yaşlılara ya da sağlıklı tüm insanlara bulaştırma riski vardır. Bunun için izole edilmesi gerekir” diye konuştu.


SİZ DE YORUM YAPIN

Önceki yazıyı okuyun:
Takviye edici gıdalarda “ilaç değildir” uyarısı

Normal beslenmeyi takviye etmek amacıyla vitamin, mineral, protein, karbonhidrat, lif, yağ asidi, amino asit gibi besin öğelerinden çeşitli formlarda hazırlanan...

Kapat