Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

24 Ocak 2012, Salı 13:12

Sol işitme korteksindeki fonksiyon bozukluğu disleksi’ye neden oluyor

Türkiye’de "Dahilerin Hastalığı: Disleksi" konferansını düzenleyerek bu konuya dikkat çeken, Disleksi Uzmanı Psikolog İnci Özkoray disleksinin beynin sembolleri farklı algılaması ile oluştuğunu ve kalıtımsal olduğunu belirtiyor. Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization, WHO) verilerine göre dünya nüfusunun %15’inin disleksi ile yaşadığını vurguluyor.

Özkoray, konuşma seslerini zihinde düzenleyebilmenin, sözcük listesini tekrarlayabilmenin, bir resim serisini adlandırmanın ilk bakışta çok basit eylemler olarak gözükebildiğini, fakat disleksi olan çocuklar için bunun zorlu bir mücadele olduğunun altını çiziyor. Bu zorlukların disleksinin üç temel belirtisini oluşturduğunu ve okumayı engellediğini belirtiyor. Disleksi hakkında yeni bir araştırma yapan Fransız araştırmacı Franck Ramus’un Neuron’da yayınlanan makalesine1 dikkat çekiyor.

Yapılan araştırmada harflerin seslere dönüşme güçlüğünü daha iyi anlayabilmek için, 23’ü disleksi sorunu yaşayan 44 yetişkin gruba, 10-80 Hz arasında değişen ses dinletilerek, bu esnada beynin çalışması kaydedilmiş. Sonuç olarak, disleksi olmayanlarda ses korteksinin normal çalıştığı, disleksilerde ise sol korteksin 30 Hz civarında daha az hassasiyet gösterdiğini tesbit edilmiş. Ramus, beynin sol bölgesinin dil analizinde uzmanlaştığını, sol korteksin bazı frekansları analiz etmekteki güçlüğünün beynin kelimeyi ünitelere bölerek harfleri bir araya getirmesini engellediğini söylüyor. Bu nedenle resimlere hızlı bir biçimde ad verememe, kısa süreli kelimelerin tekrarlarında zayıf bir hafıza ortaya çıktığını sözlerini ekliyor.

Disleksi Uzmanı Psikolog İnci Özkoray

Özkoray,

"Bu keşif patalojinin üç boyutunu tek bir sebep ile açıklayabilir, bu da sol işitme korteksinin fonksiyon bozukluğudur. Bu araştırmanın ışığında görüyoruz ki okumayı öğrenmede işitsel hafıza, işitsel farklılıkları ayırt etme ve işitsel örüntüler büyük önem taşıyor"

diyor.

Gelecekte bu alanda en işlevsel eğitim kurumlarının anaokulları olacağı söylüyor. Okulöncesi dönemde verilen işitsel ve görsel algılama oyunlarının, yönelme oyunlarının, resimleri mantık sırasına göre dizmenin ve adlandırmanın, sabır, sevgi, hoşgörü ve kararlılık eşliğinde disleksinin erken tanısında anahtar olacağını sözlerine ekliyor.

Kaynak:


SİZ DE YORUM YAPIN

Önceki yazıyı okuyun:
Sağlık Bakanlığı bir ürünün bir partisine geri çekme işlemi uyguladı

İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü (İEGM) yayınladığı duyuru ile "Neofleks %5 Dekstroz Sudaki Solüsyonu 1000 mL" adlı ürünün bir partisine...

Kapat