Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

2 Mart 2009, Pazartesi 18:25

Frik ilaç dördüncü nesile koşuyor

Genel Müdür Murat Çelikkanat, yerli ve % 100 türk sermayesi olan 60 yıllık firmanın, istikrarlı büyüme grafiğiyle sektördeki konumunu sağlamlaştırdığını belirtiyor.

Cumhuriyet’in ilk hekimlerinden ve ülkemiz tıp tarihinde iz bırakmış isimlerden merhum Dr. Feridun Frik tarafından kurulan Dr. F. Frik İlaç, Ömer Erol Frik’in yönetim kurulu başkanlığında ilerleyişini sürdürüyor. Erol Frik’in en büyük amacı, dedesi Feridun Bey ve babası Güner Bey’den kalan 60 yıllık köklü şirket mirasının gelecek nesillerce de yaşatılması. Bu kapsamda, İş Girişim Sermayesi’yle önemli bir işbirliği anlaşmasına imza atan firma, bir yandan ürün gamına yeni ilaçlar eklerken diğer taraftan pazarlama ve tanıtım çalışmalarını da geliştirmeye hazırlanıyor. Son bütçe verilerine göre, şirketin 2002 yılında 5,7 milyon dolar olan cirosu 2008 sonunda 70 milyon dolar’a ulaşmış bulunuyor. Söz konusu güncel gelişmeler çerçevesinde söyleştiğimiz Frik İlaç Genel Müdürü Murat Çelikkanat, ekonomik durgunluk ve finansal kriz ortamında dahi firmanın istikrarlı bir büyüme kaydettiğine dikkat çekiyor.

Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Marmara Üniversitesi İktisat bölümü mezunuyum. Aslında hep finans alanında çalıştım; ilaç sektörüne geçişim tamamen tesadüfen oldu. 2001 yılında, Güreli Yeminli Mali Müşavirlik firmasında yöneticilik yaparken, o dönemde yaşanan krizden doğal olarak etkilenen Frik İlaç’a geçici bir süre için finans direktörü olarak geldim. Şirket bütçelerini yeniden yapılandırmamız yaklaşık altı ay sürdü. Fakat sonrasında şirket hissedarlarıyla kimyamız o kadar uyuştu ki bir daha gidemedim. 2004 yılında, o zamanki yönetim kurulu başkanımız rahmetli Güner Bey tüm yetkilerini oğlu Erol Bey’e devretti. Aynı yıl Frik İlaç anonim şirket oldu. Ben de bu kurumsallaşma sürecinde genel müdürlük görevine getirildim.

60 yıllık geçmişe sahip Frik İlaç’ın köklülüğü ve artan başarısının sırrı sizce nedir? Frik İlaç, başarıyla bugünlere taşınmasını ve köklülüğünü firmayı kuran ve vizyonunu devam ettiren Frik Ailesine borçlu. Üç nesildir, çalışma arkadaşlarını aileden bireyler gibi gören, eski terbiye, görgü ve asaletle yönetilen bir şirket Frik İlaç. Esas gücünü ve sermayesini de buradan alıyor zaten. Başkanımız Erol Bey, dedesinin kurduğu ve babasının geliştirdiği firmayı sonraki nesile taşıma isteğini her fırsatta dile getirmekte. Erol Bey’in bu istek ve vizyonuyla Frik İlaç’ı sektörde en hızlı büyüyen, en başarılı firmalardan biri yapmak üzere yola çıktık. Genel müdürlük görevimle birlikte, bu hedef doğrultusunda çıtayı yükselttim; bir nevi gaza bastık. İlgili departmanlarımızı güçlendirdik, kalifiye insan desteğiyle çoğaldık. Hem kendi dosyalarımızın ruhsat başvurusunu yaptık, hem de yeni partnerlerimizle beraber el ele, omuz omuza çalıştık; çalışmaya da devam ediyoruz. Bunların hepsini bir ekip işi yani aslında güven meselesi olarak görüyorum. Ekip bana güvendi, ben de onlara…

Şirketin kurumsallaşmasında en önemli etken neydi? Kurumsallaşmak, daha doğrusu ilk olarak kurumsallaşmaya karar vermek ve bunu uygulayabilmek aslında bir vizyon meselesi. Zira bu, her şeyden önce iktidarı paylaşmak anlamına geliyor. Fakat bugün baktığınızda, Türkiye’de dördüncü kuşak tarafından yönetilen aile şirketlerinin oranı % 1’in bile altında ki dünyada patron şirketi neredeyse artık yok gibi. 2004’te şirket, kabuğuna sığmadığı bir noktadaydı; artan iş ve sorumluluklar, artık alanının profesyonelleriyle paylaşılmak durumundaydı. Bu noktada Erol Bey, tam da bir lider portresi çizerek firmanın büyümesi için bizzat kendisi kurumsallaşmaya inandı ve gerekli çalışmaları başlattı. En hızlı şekilde işlerin ve şirketin önünü açmak için alanında uzman kişileri bünyemizde istihdam ederek işe başladık. İlk olarak ISO 9001 belgesi aldık, sonrasında köklü bir geçmiş ve itibara sahip firmamızın profesyonel kurumsallaşma çalışmalarına hız verdik. İlaçlarımızda olduğu gibi kendi içimizde yani firmada da kalite bizim için en önemli unsur. Bu bilinci firmanın her kademesine, genel müdürlükteki personelimizden Türkiye’nin en doğusunda görev yapan tıbbi tanıtım temsilcimize kadar yaymayı amaç edindik ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmayarak bu bağlamda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Şu andaki istihdam ve organizasyon yapınız üzerine bilgi alabilir miyiz? Şirket yapımız; yönetim ve icra kurullarımız, genel müdür ve ona bağlı direktörler ve müdürlerle yapılanmış durumda. Türkiye’nin her noktasındaki hastane ve eczanelere hizmet sunan 243 kişilik saha kadromuzun yanı sıra genç, dinamik, istekli, başarılı, eğitim seviyesi yüksek ve alanında uzman 105 kişilik merkez kadromuz ve 30 kişilik Azerbaycan kadromuzla birlikte toplam 378 kişiyiz. Ekibimiz, kendi yetki ve sorumluluk alanlarında gayet profesyonel çalışmalara imza atıyor. Yıl içerisinde çıkaracağımız yeni ürünlerimizle kadromuzu 450’ye çıkarmayı planlıyoruz. 

Azerbaycan’da bir şube açma fikri nasıl doğdu? Frik İlaç olarak kurumsallaşırken büyümek ve gelişmek için dört aşamalı bir stratejik plan yaptık. Mevcut ürünlerimizin pazar payını artırmayı içeren birinci aşamayı tamamlayınca, oradan elde ettiğimiz kaynakla yeni ürün yatırımları yapmayı hedefledik. İş Girişim Sermayesi ile kurduğumuz ortaklık ise kurumsallaşma çalışmalarımızın üçüncü aşamasını oluşturuyor. Buradaki amacımız, ürünlerimizi piyasaya verme sürecinde işletme sermayesi ihtiyacını çözmekti. Son olarak da şirketin büyütülmesi hedefi vardı.

İhracat departmanında çok istekli ve üretken bir strateji oluşturmaya çalıştık. Bu noktada aklımıza ilk olarak Türki Cumhuriyetler geldi. Çünkü ruhsatlandırma süreçlerinin biraz daha farklı ve zor olduğu Avrupa’ya açılmak için ürün çeşitliliğimiz yeterli değildi. Azerbaycan’da, bir şirketle ortaklık kurmak yerine, farklılığımızı ortaya koymak adına bir şube açmaya karar verdik. Gerek sosyo-kültürel yakınlık gerekse Azerbaycan hükümetinin Türk ilaç firmalarına göstermiş olduğu olumlu tavır ve destekle 2005’te şubemizi faaliyete soktuk. Şimdilerde bunun meyvelerini topluyoruz. Bir Frik İlaç yan kuruluşu olan Azerbaycan Frik, o bölgede kendi satış-pazarlama ve dağıtım gücüyle, her yıl bir önceki yıldan daha başarılı bir grafik çiziyor. Şu anda orada yaklaşık bir milyon dolarlık satış yapıyoruz. 11 ruhsatlı ürünümüzün yanı sıra, ruhsat bekleyen yeni ürünlerimiz de mevcut.

Dış pazarlara yönelik başka çalışmalarınız da var mı? Gürcistan’da ruhsatlı altı ve ruhsat bekleyen üç projemiz var. Buradaki faaliyetimizi Sözleşmeli Satış Teşkilatı ile ortak yürütüyoruz. Özbekistan’daki birinci aşama ruhsat çalışmalarımızı tamamladık; altı ürünümüzü bu bölgede ruhsatlandırdık. Yine aynı şekilde, Kazakistan’da sekiz ürünümüz için ruhsat aldık. Bu ürünleri de, bölgede başarılı ve deneyimli bir distribütör kanalıyla satacağız. Bunların haricinde, geçen yıl Afrika pazarlarını incelemeye başladık. Bölgedeki potansiyel pazarları saptıyoruz. Bizim için Güney Afrika Cumhuriyeti öncelikli olacak. Çok büyük bir firmayla anlaşma imzaladık; ruhsat başvurularımız için dosyalarımızı göndermeye hazırlanıyoruz. Yeni ürünlerimizle Güney Afrika’daki potansiyelden iyi bir pay alacağımızı düşünüyoruz. Ayrıca Bulgaristan üzerinden Avrupa pazarına girmeye çalışıyoruz; orada da ruhsatlandırma çalışmalarımız sürüyor. Önümüzdeki dönemde daha farklı bölgelerde de ihracat faaliyetlerine başlayacağız.

Dilerseniz, biraz da İş Girişim Sermayesi’yle ortaklığınızdan bahsedelim… Tecrübe ve vizyonlarıyla şirket yönetimine önemli katkılar sunan; avukat, yeminli mali müşavir Hüsnü Güreli ile Merkez Bankası eski başkanlarından Yaman Törüner’in üyesi olduğu yönetim ve icra kurulumuz, şu an piyasalarda yaşanmakta olan nakit sıkıntısı konusunda bizi krizden çok önce uyarmışlardı. Bu çerçevede, büyümemizi sağlarken bize salt maddi değil, kurumsal anlamda da katkı yapabilecek bir firmayla ortak olmak istedik.

İş Girişim Sermayesi’nin vizyonu, bugüne kadar yaptığı yatırımlardan doğan başarılı sonuçlar, şirketlerde yarattığı katma değer, yetkinlikleri ve Frik İlaç’a yaklaşımı bizi etkiledi. Portföyüne kattığı şirketlerle birçok başarı hikâyesine imza atmış olan İş Girişim Sermayesi’nin güçlü şirket yapımıza sağlayacağı bilgi birikimi ve sermaye desteğiyle, yüksek hedeflerimizi krize rağmen kısa sürede tutturacağımıza inanıyoruz. Öte yandan, partner arayışımız sırasında firmamıza sekiz ayrı teklif geldi. Bu kurumlardan biri, dünyanın en büyük 10 ilaç firması arasında yer alıyor. Satın alma teklifinde bulundular ama biz onların bu fikrini değiştirerek, ürünlerini Türkiye’de pazarlamak üzere bir lisans anlaşması yaptık. Bu firmanın adını, konuya ilişkin yapacağımız bir basın toplantısıyla açıklayacağız. Şimdilik sadece, pazarlama çalışmalarına 2010’da başlayacağımızı söyleyebilirim.

Ürün bazında, özellikle hangi alanlarda öne çıkmayı hedefliyorsunuz? Sindirim sistemi, öksürük şurubu, kas gevşetici ilaçlar pazarında uzun yıllardır pazarladığımız, marka değeri yüksek ürünlerimizle çok iyi konumdayız. Pazarladığımız her üründe en az % 15 gibi bir pazar payına sahibiz. Birçok ürünümüz, temsil ettiği pazarın lideri konumunda. Yine aynı şekilde, iki yıl önce girdiğimiz üriner sistem pazarında da çok kısa sürede güzel başarılar elde etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu yıl itibariyle, aktif olduğumuz pazarlardaki konumumuzu ve başarılarımızı yeni ürünlerle pekiştirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca bugüne kadar aktif olmadığımız pazarlara da son kuşak terapötik ajanlarla girip, bu alanlarda da Frik İlaç’ın söz sahibi olması için çalışmalarımıza hız vereceğiz.
 

Sizce Frik İlaç için 2008’in köşe taşları nelerdir? 2008 yılını, hedeflerimize paralel şekilde yine büyüme ile kapattık. 2004-2007 sonu arasında ortalama yıllık büyümeye baktığımızda Frik İlaç, ilk 50 firma arasında sürekli ve en hızlı büyüyen firma konumunda. Bunun dışında, dolar bazında 2002-2007 yıllarında, yıllık bileşik % 59 oranında büyüdük. 2002’de 5,7 milyon dolar olan ciromuz, 2008 sonunda 70 milyon dolar’a ulaştı.

2007’de olduğu gibi geçen yıl imzalamış olduğumuz çok önemli uluslararası anlaşmalar ile 2010 ve 2011 yıllarında pazardaki konumumuzu şimdiden garantiye almış durumdayız. İcra kurulu üyelerimizin öngörüleri ve verdiği kararlar neticesinde İş Girişim Sermayesi ile yapmış olduğumuz ortaklık da, şirketimize katacağı deneyim, üst düzey profesyonellik ve yeni bakış açısı bakımından bizim için 2008’in en önemli kazanımlarından oldu. 

Pekiyi ya bu yıla dair şirket hedefleriniz neler? Şirket olarak özellikle 2009 yılından çok umutluyuz. Uzun süredir devam eden büyümemizin, hız kesmeden bu sene de artarak devam edeceği kesindir. Ruhsatını beklediğimiz çok değerli ürünlerimizi, zamanladığımız tarihlerde tıbbın hizmetine sunabilirsek yine başarılarımıza başarı katmamız kaçınılmaz olacak. Bu yıl her zamankinden daha da çok çalışacağız, çalışmamız da gerekli. Bunu sadece satış-pazarlama teşkilatımız yapmayacak. Firma bünyesinde yer alan her bölümün görev ve sorumluluklarını daha da istekli ve azimli şekilde yerine getirmesiyle, 2010 yılı ve sonrasında Türkiye ilaç sektöründe her alanda aktif olan ve sözü edilen bir firma olmak başlıca hedeflerimiz arasında. İş ki bu noktada, bir Türk ilaç firması olarak Türkiye sağlık sektörüne katmak istediğimiz destek ilgili taraflar tarafından da görülsün ve önümüz açılsın. Yerli ve % 100 Türk sermayesi olan bir şirket olarak beklentimiz sadece bu yönde.

İlaç sektörümüz yakın gelecekte nasıl bir tablo çizecek sizce? Dünya, Amerika ve Avrupa ortalamasının aksine Türkiye ilaç sektörü olarak, önümüzdeki beş sene içerisinde yine ikili rakamlarla anılacak sürekli bir büyüme bekliyoruz. Son birkaç yıldır ilaç sanayimiz, tüm dünyada konuşulan en önemli pazarlardan biri haline geldi. Bu nedenle yakın tarihte pazarın kalabalıklaşması, rekabetin kızışması kaçınılmaz. Hâlihazırda pazara girmiş ama esas anlamıyla aktif olmayan çok uluslu firmaların, yapılanmalarını tamamlamasıyla pazarda söz sahibi olmak için çok agresif faaliyetler yürüteceklerini düşünüyorum.

Tüm bu gelişmelerin sonucunda yerli ilaç sanayinin gerek bireysel ve gerekse grup olarak alacağı ortak tutum, karar ve hareketler, sektörün gidişatını belirleyecek unsurlardan olacaktır. Ayrıca regülasyon ve uygulamalara bakıldığında, Avrupa Birliği’yle ilaçta ortak çalışmaların devam edeceği ve artık oturmuş olan fiyatlandırma konusunda birkaç değişiklik dışında ana hatlarıyla kalacağı kanaatindeyim.

 


SİZ DE YORUM YAPIN

Önceki yazıyı okuyun:
Türkiye’de Bir Hayalet Dolaşıyor: Kolesterol Hayaleti

Tavukçuluk sempozyumunda yumurtaya iade-i itibar eylendi ve bu büyük gelişme ana haber bültenlerinin canlı yayınlarına değin yankı buldu.

Kapat