Creasoup

Farmaskop - İlaç ve Sağlık Profesyonellerinin Dergisi

16 Ocak 2014, Perşembe 15:48

Doktor hastayı konuşarak ameliyat etti

Antalya’da 76 yaşındaki kadının beynindeki mandalina büyüklüğündeki tümör, hasta bayıltılmadan gerçekleştirilen 4 saatlik operasyonla alındı.

Antalya’da yaşayan 76 yaşındaki Zaibat Konuk, 10 yıl önce baş dönmesi şikayetiyle gittiği hastanede beyninde tümör olduğunu öğrendi. Konuk, cerrahi operasyonun riskli olduğunun söylenmesi üzerine ameliyat olmaktan vazgeçti ancak tümör her geçen gün büyüyerek mandalina boyutuna ulaştı. Şiddetli baş ağrıları çekmeye ve denge sorunu yaşamaya başlayan Konuk, geçen hafta Medisu Hastanesi’ne başvurdu. Yapılan tetkiklerin ardından Konuk’un ameliyat olmasına karar verildi.

Beyin ve sinir cerrahi uzmanı Op. Dr. Ümit Özkan tarafından önceki gün ameliyata alınan Zaibat Konuk’a, Türkiye’de nadir yapılan bir beyin cerrahi operasyonu gerçekleştirildi. ‘Uyanık anesteziyle beyin ameliyatı’ adı verilen yöntemle 6×7 santimetre çapındaki tümör, hasta ile konuşa konuşa alındı. Yaklaşık 4 saat süren operasyonun ardından hasta yoğun bakımda kalmadan servise çıkarıldı. Sağlık durumu iyi olduğu belirtilen Konuk’un yarın taburcu edileceği açıklandı.

UYANIK ANESTEZİYLE BEYİN AMELİYATI

Hastanın durumuyla ilgili bilgi veren Op. Dr. Ümit Özkan, ‘Hastanın beynindeki tümör yaklaşık 10 yıl önce tespit edilmiş. Cerrahi önerilmiş ancak ameliyat olmamış. Bize başvurana kadar tümör daha da büyümüş. Vücudun sol tarafında kuvvetsizlik ve hissiyatsızlık başlamış. Tümör sadece beynine değil, beyin zarına ve kafatasına da zarar vermiş. Ağrıları dayanılmaz bir boyuta ulaşınca bize başvurmuş. Tümör beyindeki kontrol merkezine yerleştiği için uyanık anesteziyle beyin ameliyatı yapmaya karar verdik’ dedi.

AMELİYAT ESNASINDA KOMUT VERİLDİ

Operasyonu hasta ile konuşa konuşa gerçekleştirdiklerini anlatan Op. Özkan şunları söyledi:

‘Normal ameliyatlarda hasta ameliyathaneye alındıktan sonra solunum cihazına bağlanır ve genel anestezi uygulanarak uyutulur. Bu yöntemde ise hastaya birtakım özel ilaçlar vererek hafif bir uyku hali oluşturduk. Tümörü çıkarırken belli aşamalarda kolunu hareket ettirmesi, kaldırması ve elini sıkması gibi komutlar verdik. Bir taraftan da konuşarak konuşma merkezini takip ettik. Hastanın hareketlerini kontrol ederek tümörü, beyin zarını ve kafatasını çıkardık. Yapay beyin zarı ve yapay kafatası ile ameliyatı sonlandırdık.’

AMAÇ BEYNE ZARAR VERMEMEK

Yöntemin amacının beyne zarar vermeden tümörün çıkarılması olduğunu belirten Op. Dr. Özkan, ‘Genel anestezi ile yapılan operasyonda hastaya bir zarar verdik mi vermedik mi bilemeyiz ancak uyandıktan sonra tetkiklerini yapıp bunu anlayabiliriz. Zarar görmüşse iş işten geçmiştir. Bu ameliyatın en büyük avantajı, tümörü çıkarırken aşama aşama ilerliyoruz. Zarar gördüğünü hissettiğimiz anda durup taktiğimizi değiştiriyoruz. Örneğin kolunu kaldır dedik ve zorlanmaya başladı. O noktada tümörü çıkarırken biraz daha dikkatli olup agresif davranmadan merkezi korumaya yönelik hareket ediyoruz’ diye konuştu.

HASTALAR YOĞUN BAKIMDA KALMIYOR

Yöntemin hastalara da büyük avantaj sağladığını ifade eden Op. Dr. Ümit Özkan, ‘Hasta genel anestezinin olumsuzluklarından kurtulmuş oluyor. Yürüyerek girdiği ameliyathaneden konuşarak çıkıyor. Yoğun bakım süreci yaşamıyor. Böylece hastanede kalış süreleri de kısalıyor. Hastamızı ameliyatın üçüncü gününde taburcu edebiliyoruz. Zaibat Konuk’un da sağlık durumu oldukça iyi ve taburcu şamasına geldi’ dedi.

‘TUHAF BİR DUYGUYDU’

Beynindeki tümörden 10 yıl sonra kurtulan 3 çocuk ve 3 torun sahibi Zaibat Konuk ise, ‘Riskli olduğu söylenince ameliyat olmak istemedim. Son zamanlarda artık yürümekte zorlanınca ve şiddetli ağrı çekmeye başlayınca hastaneye başvurdum. Doktorum uyanık olarak ameliyat olacağımı söyleyince şaşırdım ama korkmadım. Ameliyat olurken kendimdeydim. Her şeyi hatırlıyorum. Ameliyat esnasında doktorumla konuşmak tuhaf bir duyguydu. Sağlığıma kavuştuğum için çok mutluyum’ ifadelerini kullandı.


SİZ DE YORUM YAPIN

Önceki yazıyı okuyun:
Bilimadamları farelere kalp krizi geçirtecek

Bilkent Üniversitesi'nden genetikçiler, Avrupa Birliği'nden (AB) 1,5 milyon avro rekor bütçeyle başladıkları projede, kalp hastası yapılan farelerdeki genetik şifreleri çözecek....

Kapat